Bodrum Kesikservi Early Bronze Age I Cemetery Bodrum Kesikservi Erken Tunç Çağı I Mezarlığı

Barcode:
9786256925151
Size:
16*24
Number of Pages:
97
Place of Publication:
ANKARA
Press Date:
2023
Language:
Turkish
Original Name:
Bodrum Kesikservi Erken Tunç Çağı I Mezarlığı
30,00EUR
9786256925151
362155
Bodrum Kesikservi Early Bronze Age I Cemetery
Bodrum Kesikservi Early Bronze Age I Cemetery Bodrum Kesikservi Erken Tunç Çağı I Mezarlığı
30.00

The subject of this book is a cemetery dating to the Early Bronze Age I, unearthed during excavations at Kesikservi in ​​Bodrum. Pit graves and offering pits were also unearthed. C14 studies on bones taken from the graves dated the cemetery to between 2788 and 2621 BC. Comparisons and evaluations of the grave findings indicate that electrum and meteorite iron were used in the region from an early period. Furthermore, the data obtained revealed that the coating technique and the joining technique of solder or bitumen were also used in mining technology from an early stage. The electrum and red agate used in beadmaking are evidence of the region's long-distance overseas connections. A blade made of Melosian obsidian found in one grave provides evidence of a practice that was incorporated into the region's burial tradition as a result of contacts with the Cycladic Islands. Offering pits located near the jar tombs, along with examples from Karataş–Semayük and Laodikeia–Kandilkırı, demonstrate that the cemetery-offering pit tradition was unique to Southwestern Anatolia. The remains of dogs found among the animal bones discovered in the offering pits at Kesikservi are significant for their unusual nature and suggest the existence of distinct ritual practices in the region. The Kesikservi jar tombs and offering pits are important because they demonstrate the existence of a society with advanced mining technology and long-distance overseas connections, as well as practices related to the region's belief system, from the Early Bronze Age I onward.

 

Bu kitabın konusunu Bodrum’da Kesikservi’de yapılan kazılarda açığa çıkartılan Erken Tunç
Çağı I’e tarihlenen mezarlık alanı oluşturmaktadır. Mezarlık alanında küp mezarlar ve sunu
çukurları da açığa çıkartılmıştır. Mezarlardan alınan kemikler üzerinde yapılan C14
çalışmaları sonucunda mezarlık MÖ 2788–2621 yılları arasına tarihlendirilmiştir. Mezar
buluntuları üzerinden yapılan karşılaştırmalar ve değerlendirmeler, bölgede elektrum ve
meteorid demirin erken bir dönemden itibaren kullanıldığını göstermiştir. Ayrıca ele geçen
veriler, maden teknolojisinde kaplama tekniği ile lehim ya da bitümenden yapılan birleştirme
tekniğinin de erken bir aşamadan itibaren uygulandığını ortaya koymuştur. Boncuk yapımında
kullanılan elektrum ve kırmızı renk akik ise, bölgenin uzak mesafelerle denizaşırı
bağlantılarının kanıtlarıdır. Bir mezarda ele geçen Melos obsidyeninden yapılmış dilgi, Kiklad
Adaları’yla kurulan ilişkiler sonucunda bölgenin ölü gömme geleneğine dahil olan bir
uygulamanın kanıtını oluşturur. Küp mezarları yakınında yer alan sunu çukurları ise,
Karataş–Semayük ve Laodikeia–Kandilkırı örnekleri ile birlikte, mezarlık – sunu çukuru
geleneğinin Güneybatı Anadolu’ya özgü olduğunu göstermektedir. Kesikservi’deki sunu
çukurlarında tespit edilen hayvan kemikleri içinde yer alan köpeklere ait kalıntılar
sıradışılığıyla önem arz etmekte ve bölgede farklı ritüel uygulamaların olduğunu
düşündürmektedir. Kesikservi küp mezarları ve sunu çukurları, Erken Tunç Çağı I’den
itibaren bölgedeki inanç sistemine ait uygulamalar yanında gelişmiş bir maden teknolojisine
ve uzak mesafelerle denizaşırı bağlantıları olan bir toplumun olduğunun tespit edilmesi
bakımından önemlidir.

The subject of this book is a cemetery dating to the Early Bronze Age I, unearthed during excavations at Kesikservi in ​​Bodrum. Pit graves and offering pits were also unearthed. C14 studies on bones taken from the graves dated the cemetery to between 2788 and 2621 BC. Comparisons and evaluations of the grave findings indicate that electrum and meteorite iron were used in the region from an early period. Furthermore, the data obtained revealed that the coating technique and the joining technique of solder or bitumen were also used in mining technology from an early stage. The electrum and red agate used in beadmaking are evidence of the region's long-distance overseas connections. A blade made of Melosian obsidian found in one grave provides evidence of a practice that was incorporated into the region's burial tradition as a result of contacts with the Cycladic Islands. Offering pits located near the jar tombs, along with examples from Karataş–Semayük and Laodikeia–Kandilkırı, demonstrate that the cemetery-offering pit tradition was unique to Southwestern Anatolia. The remains of dogs found among the animal bones discovered in the offering pits at Kesikservi are significant for their unusual nature and suggest the existence of distinct ritual practices in the region. The Kesikservi jar tombs and offering pits are important because they demonstrate the existence of a society with advanced mining technology and long-distance overseas connections, as well as practices related to the region's belief system, from the Early Bronze Age I onward.

 

Bu kitabın konusunu Bodrum’da Kesikservi’de yapılan kazılarda açığa çıkartılan Erken Tunç
Çağı I’e tarihlenen mezarlık alanı oluşturmaktadır. Mezarlık alanında küp mezarlar ve sunu
çukurları da açığa çıkartılmıştır. Mezarlardan alınan kemikler üzerinde yapılan C14
çalışmaları sonucunda mezarlık MÖ 2788–2621 yılları arasına tarihlendirilmiştir. Mezar
buluntuları üzerinden yapılan karşılaştırmalar ve değerlendirmeler, bölgede elektrum ve
meteorid demirin erken bir dönemden itibaren kullanıldığını göstermiştir. Ayrıca ele geçen
veriler, maden teknolojisinde kaplama tekniği ile lehim ya da bitümenden yapılan birleştirme
tekniğinin de erken bir aşamadan itibaren uygulandığını ortaya koymuştur. Boncuk yapımında
kullanılan elektrum ve kırmızı renk akik ise, bölgenin uzak mesafelerle denizaşırı
bağlantılarının kanıtlarıdır. Bir mezarda ele geçen Melos obsidyeninden yapılmış dilgi, Kiklad
Adaları’yla kurulan ilişkiler sonucunda bölgenin ölü gömme geleneğine dahil olan bir
uygulamanın kanıtını oluşturur. Küp mezarları yakınında yer alan sunu çukurları ise,
Karataş–Semayük ve Laodikeia–Kandilkırı örnekleri ile birlikte, mezarlık – sunu çukuru
geleneğinin Güneybatı Anadolu’ya özgü olduğunu göstermektedir. Kesikservi’deki sunu
çukurlarında tespit edilen hayvan kemikleri içinde yer alan köpeklere ait kalıntılar
sıradışılığıyla önem arz etmekte ve bölgede farklı ritüel uygulamaların olduğunu
düşündürmektedir. Kesikservi küp mezarları ve sunu çukurları, Erken Tunç Çağı I’den
itibaren bölgedeki inanç sistemine ait uygulamalar yanında gelişmiş bir maden teknolojisine
ve uzak mesafelerle denizaşırı bağlantıları olan bir toplumun olduğunun tespit edilmesi
bakımından önemlidir.

Add Comment
There is no comment yet.
close